'Prof. Dr. Cebeci: ''Yağmur suları depolanmalı'''
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, dünyanın b
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, dünyanın bazı bölgelerinin 2050 yılına kadar ciddi kuraklıkla karşı karşıya kalacağını belirterek, yağmur sularının depolanması gerektiğini söyledi.
İklim değişikliği ile birlikte tüm dünyada baş gösteren kuraklık endişelendiren boyutlara geldi. Yetersiz yağışlar sonrası Sivas´ta 4 Eylül Barajı neredeyse tamamen kururken, bazı göllerin suyunda ise çekilmeler oldu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, dünyanın birçok bölgesinin 2050 yılına kadar kuraklıkla yüz yüze kalacağını söyledi. Cebeci, alınan önlemlerin arttırılması gerektiğini ve önlem olarak çatılardan akan yağmur sularının yeraltı ve üstü depolarda depolanması gerektiğini ifade etti.
İklim değişikliği beklenmedik afetlere neden oluyor
Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, iklim değişikliği sebebiyle ani beklenmedik sel ve hortumların yaşandığına değinerek, "Bilindiği üzere gerek Sivas´ta gerek Türkiye´nin genelinde iklim değişikliğinin en önemli sonuçlarından biri olan kuraklık sorunuyla yaşamaktayız. Kuraklığın nedenleri arasında en önemlisi sera gazlarının meydana getirdiği küresel ısınma ve bunun neticesinde iklimlerde karşılaşmış olduğumuz değişiklikler. Yani zaman zaman bazı bölgelerde taşkınlar, sel bazı bölgelerde kuraklıkla karşı karşıya kalıyoruz. Hortumlar ve beklenmedik ani afetlerle yüz yüze kalıyoruz. Bu gerek ülkemizde gerek dünyanın farklı bölgeleri için aynı şeyler söz konusu" dedi.
"Türkiye ve dünyanın birçok yeri 2050 yılına kadar kuraklıkla yüz yüze kalacak"
Türkiye ve dünyanın birçok yerinin 2050 yılına kadar kuraklıkla yüz yüze kalacağını belirten Cebeci, " Sivas için konuşacak olursak, Sivas´ta da uzun yıllardır yaşayanların bildikleri üzere kış mevsimindeki kar yağışlarındaki azalma, genel anlamda yağışların azalması, barajlardaki su seviyelerinin düşmesi, yer altı su seviyesindeki düşüşler ve yüzeysel sularda ki azalmalar kuraklığın en önemli göstergeleri olarak karşımıza çıkıyor. Bildiğiniz üzere Türkiye ve dünyanın birçok yeri 2050 yılına kadar kuraklıkla yüz yüze kalacak" diye konuştu.
"Kurak bölgelerde su ihtiyacı az tarımsal ürünlere yönelmeliyiz"
Su ihtiyacının az olduğu tarımsal ürünlere yönelinmesi gerektiğini söyleyen Cebeci, " Çatılardan akan yağmur sularını yer altı ve yer üstü depolama sistemlerinde biriktirerek, bu sularımızı yeniden kullanmak için değerlendirmeliyiz. Direk su kullanımı etkilemiş olduğu, insan ve diğer canlıların sağlığı dışında su kullanımın en önemli olduğu alanlardan biride tarım. Tarımsal anlamda üründe çeşitliliğe gitmek ve kurak bölgelerde su ihtiyacı az olan ürünlere yönelmeliyiz. Bu anlamda çalışmaları hızlandırmalıyız" şeklinde konuştu.