'Covid-19´la akciğer kanseri saptanan hasta sayısı arttı'
Covid-19 salgınından sonra akciğer test sayısında artış olduğuna dikkat çeken Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tayfun Kermenli, "Covid-19´dan ötürü beklenmedik şekilde hiçbir şikayeti olmadığı halde akciğer kanseri saptanan hastalarımız arttı. Bu aslında tamamen tomografi çekim sayısının artmasıyla alakalı" dedi.
17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Günü nedeniyle Medical Park Elazığ Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tayfun Kermenli açıklamada bulundu.
Akciğer kanserinin en büyük düşmanının sigara olduğunu anımsatan Dr. Tayfun Kermenli, "Bu ay vesilesiyle hastalarımıza özellikle sigara içenlere akciğer kanserini hatırlatmak istiyoruz. Amacımız, aslında 20 yıldan fazla sigara içen herkese mutlaka akciğer kanseri taraması yaptırılması. Çünkü akciğer kanserinin en büyük risk faktörü maalesef sigara. Belli bir süre sigara içildikten sonra akciğerde oluşan hasardan kaynaklı akciğerde bir kanser meydana geliyor. Kanser oluştuktan sonra tanı, ameliyat ve tedavi aşaması gibi bir sürü süreç yaşanıyor. Halk sağlığı açısından bizim için en önemlisi sigaradan uzak durmak ve sigara içen bireylere de en azından sigarayı bıraktırabilmek" dedi.
"Akciğer kanseri saptanan hastalarımız arttı"
Covid-19 salgınından sonra tedbir amaçlı tomografi çektirmeye gelen birçok vatandaşa kanser teşhisi koyduklarını ifade eden Op. Dr. Kermenli, "Özellikle bu Covid-19 döneminde akciğer tomografisi çeken hastamızın sayı ve oranı arttı. Covid-19 vesilesiyle beklenmedik şekilde hiçbir şikayeti olmadığı halde akciğer kanseri saptanan hastalarımız arttı. Bu aslında tamamen tomografi çekim sayısının artmasıyla alakalı bir gelişmedir. Pandemi sürecinde bizim en çok korktuğumuz olay, hastalarımıza akciğer kanserinin yanında bir de Covid-19 teşhisinin konulması durumu. Bazı hastalarımızda iki durum birlikte olduğu zaman çok ciddi sıkıntılar oluşabiliyor. O yüzden mutlaka tedbir, mesafe ve temizlik kurallarına uyulmasını öneriyoruz. Belirtileri olan hastalarımıza tomografi çektirmelerini öneriyoruz. Çünkü akciğer kanseri erken evrede yakalandığında tanısı ve tedavisi olan bir kanser türü. Birinci veya ikinci evrede yakalanan hastalarda ameliyatla tedavi mümkün olabileceği gibi bazı hastalar ise hiç tedaviye gerek kalmadan da sağlıklı bir hayata kavuşabilirler" diye konuştu.
"En önemlisi erken tanı ve tedavi"
Sözlerini sürdüren Op. Dr. Kermenli, "Bazı hastalarımızı solunum cihazına bağlamadan, entübe etmeden narkozsuz anestezi ile ameliyat yapıyoruz, bu da hastalarımız açısından büyük bir avantaj. Çünkü narkoz aldığımız zaman iyileşme süreci bir veya iki günü bulabilirken, narkozsuz hasta 2 veya 3 saat sonrasında normal hayatlarına dönebiliyorlar. Hastanemizde onkoloji ve radyasyon onkolojisi branşlarının olması sayesinde tam bir onkolojik konseyle toplantı oluyor. Bu sayede tüm branşları içinde bulunduran Nükleer Tıp, Tıbbi Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi ve Göğüs Cerrahisi uzmanlarının içinde bulunduğu konsey sayesinde akciğer kanseri açısından en doğru teşhis ve tedavi şeklini belirliyoruz. Ama bizim için en önemlisi, hastaya erken tanı ve tedavi imkânı sağlamak. Eğer 20 yıldan fazla süre sigara içtiyseniz mutlaka tomografi çektirin. 20 yılın hesabını şöyle yapabilirsiniz; 10 yılda günde iki paket sigara içimi de 20 yıl yapar, 5 yılda günde 4 paket sigara içimi de... Aslında önemli olan günlük içtiğiniz paket sayısıdır. Hastalarımızda göğüs ağrısı, geçmeyen nefes darlıkları ve öksürükler, ağızdan balgam ve kan gelmesi, ses kısıklığı, kaburga ağrısı ile omuz ağrısı şikayetleri tamamen akciğer kanserinin bulguları şeklinde ortaya çıkıyor. Bu bulgular varsa mutlaka bir akciğer filmi çektirmelerini öneriyoruz" ifadelerini kullandı.