Erdoğan Öz'den bayramda beslenme uyarısı
Adıyaman Sağlık Müdürü Uz
Adıyaman Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erdoğan Öz, yaklaşan Kurban Bayramında vatandaşları beslenmeleri konusunda uyardı.
Sağlık Müdürü Erdoğan Öz, Kurban Bayramı'nda, bayram geleneklerimizden olan tatlı ve şeker tüketimine ek olarak kırmızı et tüketimi arttığını, bu dönemde özellikle şişmanlık, yüksek tansiyon, kalp-damar, sindirim sistemi hastalıkları ve diyabet (şeker) hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
Erdoğan Öz açıklamasında, 'Bayramlarda öğün düzeni, saatleri ve yediğimiz miktarlar değişmektedir. Fazla et tüketimine ek olarak ağır şerbetli tatlı tüketimi de mide rahatsızlığı sürecini hızlandıracaktır. Bu nedenle önlem alınmazsa bazı mide-bağırsak problemleri yaşanabilir. Bu problemlerin yaşanmaması için güne hafif bir kahvaltıyla başlamak gerektir Öğünlerde aşırı besin tüketiminden kaçınılmalıdır, bir öğünde bir besin çok tüketildiyse diğer öğünlerde miktarı azaltılmalıdır. Havaların sıcak olmasının da etkisiyle su tüketimine önem verilmeli, günde 8-15 bardak su tüketilmelidir. Hamur işleri ve ağır şerbetli tatlılar küçük porsiyonlar halinde tüketilmeli, kronik hastalıkları olanlar tatlı tüketiminden kaçınmalıdır.
Et birçok mineral ve vitamin içermesine rağmen C ve E vitamini içermez. Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi hem besin çeşitliliğini sağlamak hem de sebzelerde bulunan C vitamininin etteki demirin emilimini artırması açısından sağlıklı bir yöntemdir. Etler yüksek ateşte hızlı pişirilmemeli, kısık ateşte ağır ağır pişirilmelidir. Etler pişerken fazladan yağ eklememize gerek yoktur, et kendi doymuş yağı ile pişmelidir.
Kurban kesiminde ortam koşullarının hijyenik hale getirilmesi, başta hayvanlardan insanlara geçen (zoonotik) hastalıklar olmak üzere, çevre sağlığı, temizlik, etin işlenmesi, pişirilmesi, tüketilmesi, sakatatların çöpe atılmaması, sokak hayvanlarına verilmemesi, gibi konulara dikkat edilmesi toplum sağlığının korunması açısından önem arz etmektedir. Hastalık yapan ve bozulmaya neden olan mikroorganizmaların ete bulaşmasının önlenmesi, mikroorganizmaların üremelerini ve toksin salgılamalarını engellemek için kesim, yüzme ve parçalama işlemlerinin serin yerlerde yapılması gerekir. Çevre sağlığı açısından kesimi takiben ortaya çıkan kan, mide ve bağırsak içeriği etrafa atılmamalı, akarsulara dökülmemeli derin çukurlara gömülmelidir. Ayrıca karaciğer gibi iç organlar gözle muayene edilmeli, kistik yapılar içeriyorsa tüketilmemeli, hayvanlara verilmemeli, usulüne uygun imha edilmelidir. Çünkü bu organlar insanların başta karaciğeri olmak üzere, akciğer, beyin gibi organlarına yerleşerek bugün için ilaçla tedavisi mümkün olmayan cerrahi müdahaleyi gerektiren kist hidatik hastalığının yayılmasına yol açmaktadır. Sığır çiçeği hastalığı açısından da dikkatli olunmalı, içi su dolu kesecikler içeren etler kesinlikle tüketilmemeli, imha edilmelidir.
Bayram süresince yenecek et miktarı kadar eti pişirme ve saklama yöntemleri de önemlidir. Etler aynı zamanda sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik pişirmede ve sindirimde zorluğa neden olur. Bu nedenle özellikle sindirim sistemiyle ilgili problemi olan bireyler eti buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra tüketmeyi tercih etmelidir. Pişirme yöntemi olarak haşlama veya ızgarada pişirme tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Etler kuşbaşı veya kıyma gibi küçük parçalar halinde, tek pişirimlik miktarlarda buzdolabında 0-2 C de maksimum 3 gün, derin dondurucuda- 18 C de 3 ay muhafaza edilebilir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözdürülmesi bazı mikroorganizmalar için üreme yeri oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit edebilir. Bu nedenle buzlukta saklanıp çözdürülen etler pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.
Kurban Bayramı yazın en sıcak dönemine denk gelmesi nedeniyle yolculuklar sırasında da tüm halkımızın dikkatli olması gerekmektedir. Yolculuk öncesinde ve sırasında ağır, yağlı yiyecekler tüketilmemesi, sıvı kaybını önlemek için bol su içilmesi, araç kullanacak kişilerin yola odaklanabilmek için küçük molalar vererek seyahat etmesi, uzun süre hareketsiz kalınmaması trafik kazalarını önlemek ve yolculuğa bağlı rahatsızlıkları en aza indirgemek için alınabilecek önlemlerdir' ifadelerini kullandı.
Sağlık Müdürü Erdoğan Öz, Kurban Bayramı'nda, bayram geleneklerimizden olan tatlı ve şeker tüketimine ek olarak kırmızı et tüketimi arttığını, bu dönemde özellikle şişmanlık, yüksek tansiyon, kalp-damar, sindirim sistemi hastalıkları ve diyabet (şeker) hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
Erdoğan Öz açıklamasında, 'Bayramlarda öğün düzeni, saatleri ve yediğimiz miktarlar değişmektedir. Fazla et tüketimine ek olarak ağır şerbetli tatlı tüketimi de mide rahatsızlığı sürecini hızlandıracaktır. Bu nedenle önlem alınmazsa bazı mide-bağırsak problemleri yaşanabilir. Bu problemlerin yaşanmaması için güne hafif bir kahvaltıyla başlamak gerektir Öğünlerde aşırı besin tüketiminden kaçınılmalıdır, bir öğünde bir besin çok tüketildiyse diğer öğünlerde miktarı azaltılmalıdır. Havaların sıcak olmasının da etkisiyle su tüketimine önem verilmeli, günde 8-15 bardak su tüketilmelidir. Hamur işleri ve ağır şerbetli tatlılar küçük porsiyonlar halinde tüketilmeli, kronik hastalıkları olanlar tatlı tüketiminden kaçınmalıdır.
Et birçok mineral ve vitamin içermesine rağmen C ve E vitamini içermez. Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi hem besin çeşitliliğini sağlamak hem de sebzelerde bulunan C vitamininin etteki demirin emilimini artırması açısından sağlıklı bir yöntemdir. Etler yüksek ateşte hızlı pişirilmemeli, kısık ateşte ağır ağır pişirilmelidir. Etler pişerken fazladan yağ eklememize gerek yoktur, et kendi doymuş yağı ile pişmelidir.
Kurban kesiminde ortam koşullarının hijyenik hale getirilmesi, başta hayvanlardan insanlara geçen (zoonotik) hastalıklar olmak üzere, çevre sağlığı, temizlik, etin işlenmesi, pişirilmesi, tüketilmesi, sakatatların çöpe atılmaması, sokak hayvanlarına verilmemesi, gibi konulara dikkat edilmesi toplum sağlığının korunması açısından önem arz etmektedir. Hastalık yapan ve bozulmaya neden olan mikroorganizmaların ete bulaşmasının önlenmesi, mikroorganizmaların üremelerini ve toksin salgılamalarını engellemek için kesim, yüzme ve parçalama işlemlerinin serin yerlerde yapılması gerekir. Çevre sağlığı açısından kesimi takiben ortaya çıkan kan, mide ve bağırsak içeriği etrafa atılmamalı, akarsulara dökülmemeli derin çukurlara gömülmelidir. Ayrıca karaciğer gibi iç organlar gözle muayene edilmeli, kistik yapılar içeriyorsa tüketilmemeli, hayvanlara verilmemeli, usulüne uygun imha edilmelidir. Çünkü bu organlar insanların başta karaciğeri olmak üzere, akciğer, beyin gibi organlarına yerleşerek bugün için ilaçla tedavisi mümkün olmayan cerrahi müdahaleyi gerektiren kist hidatik hastalığının yayılmasına yol açmaktadır. Sığır çiçeği hastalığı açısından da dikkatli olunmalı, içi su dolu kesecikler içeren etler kesinlikle tüketilmemeli, imha edilmelidir.
Bayram süresince yenecek et miktarı kadar eti pişirme ve saklama yöntemleri de önemlidir. Etler aynı zamanda sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik pişirmede ve sindirimde zorluğa neden olur. Bu nedenle özellikle sindirim sistemiyle ilgili problemi olan bireyler eti buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra tüketmeyi tercih etmelidir. Pişirme yöntemi olarak haşlama veya ızgarada pişirme tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Etler kuşbaşı veya kıyma gibi küçük parçalar halinde, tek pişirimlik miktarlarda buzdolabında 0-2 C de maksimum 3 gün, derin dondurucuda- 18 C de 3 ay muhafaza edilebilir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözdürülmesi bazı mikroorganizmalar için üreme yeri oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit edebilir. Bu nedenle buzlukta saklanıp çözdürülen etler pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.
Kurban Bayramı yazın en sıcak dönemine denk gelmesi nedeniyle yolculuklar sırasında da tüm halkımızın dikkatli olması gerekmektedir. Yolculuk öncesinde ve sırasında ağır, yağlı yiyecekler tüketilmemesi, sıvı kaybını önlemek için bol su içilmesi, araç kullanacak kişilerin yola odaklanabilmek için küçük molalar vererek seyahat etmesi, uzun süre hareketsiz kalınmaması trafik kazalarını önlemek ve yolculuğa bağlı rahatsızlıkları en aza indirgemek için alınabilecek önlemlerdir' ifadelerini kullandı.